19 Mayıs 2009 Salı

İlk ufak problem..

Geçtiğimiz hafta oğlum ve eşimle yine şöyle bir Burgaz Turu yapalım dedik ve yaklaşık 3-4 gibi bir havada bastık yelkenleri... Onları da fazla korkutmadan apaz geniş apaz çevirdik pruvamızı Burgaz'a 4-5 knot ile yol almaya başladık.

Nerdeyse Kınalı önlerine kadar geldik. Sonrasında rüzgar kaldı ve hızımız yaklaşık 1 knotlara kadar geriledi. Ben de baktım eşim uyuyor, oğlum da cd seyrediyor. Dedim ki motoru çalıştırayım ve ufak ufak destek veriyim rüzgara. Çalıştırdım ve verdim gazı ama tekne garip birşekilde yavaşladı ve hızımız sıfır knot a geriledi. Önce hız göstergesinde bir sorun vardır diye düşündüm. Sonra tekrar verdim gazı, baktım ki ortalık biraz karıştı. Yol alıp almadığımıza bakıyorum ama hakikaten tekne durmaya çalışıyor.

Bizimkiler pek birşeyin farkında değil, biri uyuyor diğeri cd seyretmeye devam.. İstanbul Yelken'de ders aldığım hocalardan biri olan Gero nun söyledikleri geldi aklıma; "Düşün..." Sonra bizimkilere çaktırmadan kavança atıp bastım geriye .

Biraz yol aldıktan sonra Fenerbahçe burnu önlerine kadar geldim, hava da o arada şansımıza biraz sertleşti. Bizimkileri de fazla heyecanlandırmamak için genovayı kapattım ve sadece anayelkenle seyrettim. İçeri girmeden önce bir deneme daha yaptım, tekne yine yavaşladı. Bu sefer anladım ki iş başa düştü. Eşime hafifçe seslenip, telsizi ve telefonumu getirmesini rica ettim. Hemen anladı bir problem olduğunu.. Sakince ona durumu anlatıp, bir iki deneme yapacağımı söyledim. Gerçekten çok soğukkanlı davrandı.

Sonra dümeni ona verdim ve ana yelkeni indirdim. Bu sefer tekrar motoru çalıştırdım, ileri gaz vermeme rağmen tekne yerinde saydı, geriye gaz verince de 2 knot kadar hızlandı. Ben de baktım ki başka çare yok.. Yavaşça geriye alıp verdim gazı ve Fenerbahçe burnundan Kalamış Marina'daki yerime kadar tornistan usulü yerime yanaştım.

Tabi biraz komik oldu. Balıkçıların yanından geçerken bana bakıyorlardı hepsi garip garip.. Herkes gider Mersin'e ben giderim tersine usulü komik bir görüntüm vardı eminim. İçerde birçok optimist, surf ve lazer in yanından geri geri geçtim ve yerime girdim. Görmeliydiniz...

Yoldan Selahattin Usta'yı da arayarak sorunun ne olabileceğini sormuştum, fakat o da tabi çok bir yorum yapamadı. Neyse ben yerime geçtiğimde sizi ararım demiştim.

Neyse, sonunda açtım şanzımanın bulunduğu bölümü ve şöyle bir göz gezdirdim. O arada şanzımanın bulunduğu bölümün alt kısmında 2 vida bir kelepçe ve somunlar buldum. Anladım ki birşeyler olmuş. Sonrasında eşim motoru çalıştırdı ve gaz kolunu ileri geri alarak deneme yanılma yoluyla kelepçe ve vidaların nereden geldiğini anlamaya çalıştım. Sonunda ne şekilde ve nereden gevşediğini buldum ve tekrar güçlüce vidaladım. Herhalde tel, kendisini sabitleyen yerden vibrasyon dolayısı ile gevşemiş ve düşmüş.

Tekrar test ederek çalıştığını anladım ve ilk küçük motor tamiratımı yaptım.

Bu arada artık tekneyi karaya alma zamanım yaklaştı. Umarım kısa zamanda alır, tertemiz bir sezon için indiririz.

Sevgiler...

25 Mart 2009 Çarşamba

Tekrar Merhaba - Lidya,

Sizlerle görüşmediğim zamanlada Lidya ile ve ailemle çook güzel günler geçirdik.. Fakat bu sene kış ayları oldukça yağışlı ve soğuk geçtiği için Lidya ya pek de zaman ayıramadım. Zaten yeni işimde Cumartesi günleri de çalıştığımdan Lidya'mıza pek uzak kaldık.

Fakat en kısa zamanda sezon öncesi zehirlisini atarak denizlere tekrar merhaba diyeceğiz. Aslına bakarsanız..... ........... ...... ........ Biraz evvel Emrah diye şirketten bir arkadaşımın bir bebekleri oldu.. Onu tesadüfen bir arayım derken, bebeğinin doğduğunu öğrendim. Ne büyük bir heyecandır o.... İnsan heyecandan heyecanlanlandığını bile anlamaz. Şok hali.. Kendi parçan.. Allah analı babalı büyütür inşallah... Allah olmayanlara da nasip etsin ...

Ne diyorduk... Bu sene şimdiden söz.. Her hafta etkinliklerimizi ve Lidya ile hikayelerimizi size aktarmaya devam edeceğim. Zaten yazmayı da özledim...

Görüşürüz..

Merhaba Tekrar....

Aylar sonra tekrar merhaba demek gerçekten güzel..

Bu arada hayatımda ne gibi değişiklikler oldu, bahsetmek isterim...

Yaklaşık 2 ay önce Jeanneau Türkiye'de işe başladım. Bu değişim basit bir karar gibi görünse de, yaklaşık 8 senelik finans ve arkasından 4 senelik otomotiv maceramdan sonra oldukça riskli bir karar aslında...

Bundan 12 sene öncesine dönersek, o zamanlar ki hedefim çok iyi bir satıcı olmaktı.. Fakat satıcı demek pek yeterli değil.. Müşterisini dinleyen, ihtiyaçlarını anlayabilen ve sorunlarına yaratıcı çözümler bulabilen bir müşteri yönetmeni.. Bu konuda bakışım gerçekten çok farklı..

Müşterinin her türlü sorusuna cevap verebilen, onun için en iyisini düşünebilen ve aynı zamanda dostu olabilen kaç satış yetkilisi ile tanıştınız.. Herhalde çok az sayıdadır.. Çevremdeki hemen her sektörden hikayeleri dinledikçe çok üzülüyorum. Kısa vadeli düşünen, sadece kazanacağı primi düşünen, karşısındaki müşterinin ihtiyaçlarını anlamadan sadece konuşan ve sonuçta kendi istediklerini müşteriye kabul ettiren bir sürü satıcı var.

Neyse... Hedef yeniledim artık.. Şu andaki hedefim "bu sektördeki en iyi satıcı" olmak.. Hobimi işime çevirmek bana ne kazandırır, ne kaybettirir, bunu da zaman gösterecek. Fakat çevremden duyduklarım; insan sevdiği işi yaparsa çok daha başarılı olurmuş ...

Bu yazı kısa bir değişimin anlatımı, "Lidya" ile ilgili bilgileri bir sonraki yazımda vereceğim..

24 Mart 2009 Salı

Hayatımın İlginç Değişimi...

Sizlerle görüşmediğimiz dönemlerde neler yaptım neler...

Jeanneau Türkiye'de işe başladım.

Nasıl oldu, neden böyle bir karar verdim, nasıl böyle bir krizde böyle bir karar verecek kadar cesaretim var, ailem ne dedi, arkadaşlarım ne dediler vs. vs.

Gerçekten çok değişik bir karar benim için..

Detayları anlatacağım..

3 Haziran 2008 Salı

Sonunda Deneyebildim !!

Herkese merhaba,

Geçtiğimiz pazar özellikle akşam saatlerinde Çam Limanı'ndan dönerken Lidya ile şöyle yata yata bir yelken yapabildik. İşin güzel tarafı oğlum, eşim ve ben !!! Yanlış duymadınız; yata yata oğlum, eşim ve ben.. Hiç korkmadılar...

Neyse... Pazar günü planladığımız üzere oğlum, eşim ve ben sabahın 8:30 unda evden çıktık. Beyaz Fırın'dan aldığımız kahvaltılıklardan sonra soluğu Marina'da aldık. Tekneyi şöyle güzel bir yerleştirdikten sonra, hemen halatları çözüp yola koyulduk. Sakin havada ara ara hafif rüzgar yakalayıp 3-3,5 knot hızla yelken yaparak ve arada sırada da motorla Çam Limanı'na vardık.

Limanın şöyle sakin bir yerinde, yaklaşık 6,5 metre derinliğe 4 kat kadar kaloma verip, demirledik. Fortress 3,2 kg lık çıpayı üçüncü kez denememizde de herhangi bir problemle karşılaşmadık. Daha ilk atışımızda tuttu ve bize problem yaşatmadı. Alma kararı verecekken yaklaşık 10 metre 8 lik zincir ve 50 metre halatla birlikte, Marmara kıyıları için yeterli olacağını nasihat etmişlerdi. Şimdilik gerçekten iyi. Bu arada elektrikli ırgatım da olmaması sebebiyle, çekmesi de çok kolay oluyor bu arada... Bakalım zaman ne gösterecek.. Bilenler, deneyenler veya yorumlar olursa çok sevinirim.

Koçtaş'tan aldığım tenteyi de bumba üstüne gerince değmeyin keyfimize... Öğlen makarnamızı yedik, akşam çayımız bir taraftan, meyvalar bir taraftan bütün gün harika zaman geçirdik. Bizim oğlan sessizlikte bir güzel uyudu. Bendeniz dayanamayıp şöyle bir denize de girdim. Hemen gözlüğümü takıp şöyle bir teknenin altına da bakmayı ihmal etmedim.. Göründüğü kadarıyla şimdilik temiz...

Akşam saat 17:30 gibi toparlanıp dönüş yoluna koyulduk. Eşim dümenin başına geçti ve Burgaz'ın arkasına kadar tekneyi idare etti. Sonrasına ise....

Bastık anayelkeni, açtık genovayı... 10-12 knot havada 5,5-6 knot hız ortalamayla Kalamış açıklarına kadar geldik. Çok zevk aldık.. Oğlum da, eşim de hiç korkmadılar.. Aslında yaklaşık 15-20 derece de yatarak geldik.

Mükemmel bir yelken keyfinden sonra evimize vardık..

Sevgiler...

1 Mayıs 2008 Perşembe

GPS ve El Telsizi

Yavaş yavaş elektroniklere de geldi sıra.

Arkadaşım şu an Amerika'da... Dün akşam kendisine Garmin 430 GPS-balık bulucu ve bir de el telsizi sipariş ettim. Pazartesi günü herhalde elimde olur. O bakımdan çok heyecanlıyım. Geldikten sonra öğrendiğim yada öğreneceğim birçok şeyi size aktaracağım. Şimdiden haritasını araştırmaya başladım, fakat çok pahalı.. 300 Euro dediler sadece harita için. Cihazdan pahalı yani.
Neyse ayrıca anlatacağım sonra sizlere...

GILL-SPORT Works Dragos Cup Yelken Yarışı


Perşembe akşamı sevgili komşum Ergan aradı ve "Cumartesi günü yarış var, katılırmısın" dedi bir anda... Hemen evet dedim ve heyecanla yarış gününü beklemeye başladım. Benim ilk yarışım olmaması sebebiyle çok heyecanlıydım.

Cumartesi sabahı saat 09:00 da marinada buluşmak üzere Ergan ile sözleştik. Sabah herkesten önce ben Lidya'daydım. Çayı ocağa koymuştum bile. Neyse biraz sonra Ergan elinde koca bir poğaça ve açma torbasıyla göründü. Tekneyi neta edip, biraz da boşalttıktan sonra Lidya'da misafirim oldu. Ekibin diğer üylerini beklerken biraz sohbetlendik, kahvaltımızı ettik. ÇAy da bayağı lezzetli olmuştu hani..

Saat:10:00 gibi tüm ekip üyeleri ile birlikte Maral'a geçip hazırlandık. Sonrasında yarışın başlayacağı yer olan Drago'a doğru yelken açtık. Yolda rüzgar o kadar düştü ki, motorları çalıştırmak zorunda kaldık ve hatta acaba yarış ertelenirmi diye de düşündük. Neyse ki düşündüğümüz gibi olmadı ve sanki bizi bekliyormuş gibi, Dragos'a vardığımız anda yüksek hızla esmeye başladı rüzgar...

Neyse 10:50 de start aldık.
Aslında yarışa çok iyi başladık, fakat ilk anda gönderimiz ve balonumuzun olmaması sebebiyle Ayı Bacağı yaparak yol almamız bizi biraz geride bıraktı.

Hava, Balıkçı Adası'nın arkasına geldiğimiz anda coştu. Orsa seyrimiz kaba dalgalı bir denizde ancak bu kadar zevkli olabilirdi. Orsa seyrinde bayağı hızlandak da başlangıçta açılan farkı kapatamadık ve 5. olabildik. Yine de çok zevkli bir gündü. Toplam 7 tekne içinde destek grubunda 5. olduk.

Yarış bittikten sonra aynı hızla yelkenle marinanın yolunu tuttuk, bir çay daha hazırladım ve Lidya'da yine herkesi misafir ettim. Hemen arkasından kupa töreni vs. derken sevgili ekiple vedalaşıp evin yolunu tuttum.

Eve vardığımda herksese heyecanla yaşadıklarımızı anlattım ama hepsi o kadar. Saat 9:00 gibi koltukta uyuyakaldım. Anlamasam da aslında bayağı yorulmuşum. Şükür ki ertesi gü tatildi de güzel bir uyku çekip, güzelce dinlendim.

Şimdi sıra ünlü Boğaz yarışında...


Sevgiler...